5 Şubat 2009 Perşembe



Surekli sorgulamadayim bu aralar. Acaba yas 35'e yaklasiyor diye mi, sunun surasinda ne kaldi ki hepi topu 1 sene.
Neden calisiyorum, daha dogrusu neden eşek gibi çalişiyorum !
Etrafımda bir sürü çalışan kadın var, ama benimki onlarınkinin yanında çalışmak sayılmaz.
Tüm gün çalışıyorum, oğlumu aramak için günde 2 defa 2 dakika telefon çalmadan konuşabilmek adına, tuvalate gidip konuşuyorum.
Akşam eve gidiyorum, yorgun argın, Doruk uyuyor saat 21'de, hemen laptop kucağa alınıyor, gece 1-2 artık ne kadarına gücüm yeterse.
Bütün gece dişlerimi gıcırdatmaktan artık Süha uyanmaya başlamış ki, kendisi horlayan bir insandır.
2 hafta önce diş doktorum da dişlerimin canına okuduğum, dişliğimi kullanmadığımdan dolayı söylendi durdu.
Hafta sonları tatil diyorduk, kaç haftadır cumartesi işe geliyoruz, toplan toplan nereye kadar, önce şirketi, sonra ülkeyi, sonra dünyayı kurtaracağız umuduyla.
Hafta sonu eve gidiyorsun, oğlunla oynayacaksın, tüm gün aklında, gece o uyuduktan sonra yapman gereken raporlar fiyatlar geliyor, keyfini alamıyorsun tam manasıyla.
Sonra sürekli hayaller kurmaya başlıyorsun
Yanlış anlaşılmasın, asla kaçacağım bu şehirden hayalleri değil bu, bunu hic düşünmedim bile, istemem de doğrusu

Su yoldan yolculuga başlıyorum


Sürekli kocaman bir sahilde yanımda sadece Doruk ve Süha, uçsuz bucaksız bir sahildeyim.

Kıyıya yosunlar vurmuş belki, etrafta ne bir bina, ne başka bir şey görünmüyor.
Sıkılana kadar 3 gün, 5 gün, ama gerçekten sıkılana kadar gündüzleri bu sahilde oturmak istiyorum.
O kadar çok sıkılmalıyım ki, gerçekten çalışmayı sevdiğimi hatırlayayım.
Yoksa her gün 'Ne için çalışıyorum, zaten 60'ından sonra rahat etmek için değil mi, eeee bu stresle zaten 60'ı görmek mümkün olmayacak' diye dolanmaya devam edeceğim.

Ben de son günlerde çalışma hayatını sorgulayan blogger anneler kervanına katılayım dedim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder