30 Aralık 2008 Salı

Offff of



Bu aksamki fotomuzda Dorukcum, gecen sene aldigim Noel Baba kıyafetini giyecekti, ben de Noel agaciyla beraber onun bol bol fotosunu cekecektimmmmm. Nerdeeeeeeeee! Tum gece soyledigi 'Doruk giymeyecek Ihhh ıhhh' oldu maalesef...

Ne yapsam da ne etsem de ikna olmadi, mumkun degil... Icimden gecen sene sessiz her dedigimi yaparken giydirip cektigim fotoyu koymak da gelmedi, ben de Noel Baba kıyafetsiz Doruk ve agacimizdan fotolarla biraz renklendireyim en azindan diye dusundum ;)



Pazar gunu beraberce süsledik oglumla agacimizi, ilk baslarda top diye oynamak istediyse bile, sonradan onlari agaca koymaya ikna oldu neyse ki



Bu arada su saate kadar Doruk'un hic fotosunu koymamısım, cok ayıppppp


İşte bu salondaki Doruk kosesinden


Bu da kendi odasındaki Doruk kosesinden

Ve işte nihayet blogumuzda kanlı canlı Dorukkkkkkkkk

29 Aralık 2008 Pazartesi

Biz de katildik

Uzun bir zaman yapsam mi, yapmasam mi, yapsam devam eder miyim, yoksa kisa bir sure sonra birakir miyim diye dusune dusune bu zamana kaldi :) Oglum icin ben de ilerde bir hatira kalsin, onunla yasadiklarimi zaman gectikle unutmamak icin bu blogu olusturmaya karar verdim. Umarim takip ettigim bloglar kadar keyifli olur, ama oglumla bu kadar dolu dolu olacak bir seyin keyifli olmamasini da dusunemiyorum.

Evet ne diyebilirim ki, iste biz de katildik en sonunda blog dunyasina :)

28 Aralık 2008 Pazar

Elif buluşma


Cumartesi günü, yeni bir anne-cocuk grubu bulmustum, daha onceki haftalarda, bir mail grubundan, artık 2-3 haftada birde onlarla bulusacagız. Bu hafta Florya'da, Elif ve Naz'ın davetlisiydik. Doruk yine benim diye butun oyuncaklara saldırdı, gerci aralarda kenara cekip konustukca aklına gelip veriyordu elindekiler ama ....
Rüzgar, Mert, Naz ve Doruk 4 arkadaş buluştular. Naz ve Ruzgar 16 aylık, Mert 23 aylık. Doruk'un Panda'sı da bizimleydi. Orada arıza cıkarma ihtimaline karsılık yanıma almıstım, iyi ki de almısım.

Once muzik caldık, ama Doruk pek hoslanmadı, hic dans etmedi. Daha sonra hamurlarla oynadılar, burada her sey yolundaydı. Burada oynadı, sekiller yaptık beraberce.

Hamurdan sonra resim calısmalarına basladık, iste Doruk burada artık olay cıkarmaya basladı. Evde boya ve kagıtla oynamayı o kadar cok seven cocuk, burada kesinlikle dokunmadı bile kalemle kagıda

Daha sonra da yazboz yaptılar, Doruk burada da ilk başta biraz huzursuzluk cıkardı, hepsinin elindekine Benim diye saldırdı (giderken yapbozları ben hediye almıstım, herhalde o yuzden de tepki gosterdi). Aralarda paylaştı.

Daha sonra da 12 gibi, makarna yapmıslardı, makarnaya bayılan, uyanınca bile makarna diye aglayan oglum, orada bunun icin de agladı. Domatesli makarna yapmıslardı, domatese mi sinirlendi anlamadım ?!?!? Ama yemedi ve o degisik aglamasını yapmaya basladı. Ben de apar topar alıp anneme gittim. Neyse orada sakinlesti, yemegini yedi, oglen uykusuna yattı.


Bu karede de Doruk ve Ruzgar oyuncak kavgasinda. Gulmekten kirilince ben foto cekemedim İkisi de cigiklar atarak kendi almaya calisiyordu, sonunda Doruk yas avantajiyla kapip, arkaya Naz'in odasina kacti.


Neyseki dagilmadan, Naz'in bakicisi toplu bir poz yakalayabildi, ama yavrularin hemen hemen hicbiri bakmamis objektife, hepsi elindekine konsantre olmus, Mert disinda

27 Aralık 2008 Cumartesi

Oldum yahu en annesinden

Doruk doğdu, çıktık yukarı.

Odanın kapısı mahşer yeri gibi, ben yatakla geçerken tezahüratlar falan, sanki Ali Sami Yen’deyiz.

Oğlum beni odada karşıladı

Hemen hemşire kucağıma verdi, minicik, nasıl tutulur, nasıl göğsüme konulur?

Yardımcı olmaya çalışıyor.

Benim minik tabii ki henüz ememiyor, ağzıyla aranıyor, yok o beceremiyor, ben beceremiyorum, neyse ki hemşire hanım çok deneyimli, pes etmiyor

Ve mutlu son bizimki 3-5 çekiyor, pıt uyuyor.

Tekrar uyandır, tekrar emzir, ikinci karşılaşmamız böyle geçiyor.

Ama benim içimde sevgi patlamaları olmuyor ?!?!

Şaşkınlık had safhada, ama öyle bir aşk yok, neden ki, bende bir tuhaflık mı var?

Sonra oğlumu veriyorum, tebriğe gelecekler ya, kışın etraf mikrop doludur, aman ona geçmesin diye, yolluyorum bebek odasına ?!?!

İki gece hastanede kalacağız, annem yanımda kalsın istiyorum, ama o kadar yorgunum ki, gece emzirmeler haricinde geri gönderiyorum bebek odasına oğlumu.

Sonra anneme gidiyoruz, hastanede melek olan oğlum, evde hiç susmuyor, hep ağlıyor

Hep emmek istiyor, ama benim göğüslerim ilk günden itibaren yara. O emerken, bir yandan o ağlıyor, bir yandan ben ağlıyorum.

O ağladıkça doymuyor diye söylüyor birileri, ben hayır diyorum, sadece anne sütü.

Ama o kadar da çok acıyor ki.

Ben emzirirken ağlıyorum, annemle, kardeşlerim ben ağlıyorum diye ağlıyor

Eeeeee Doruk neden hep ağlıyor ki?

Artık tansiyonum çıkıyor veya düşüyor ağlamasından.

Sinirlerim bozuluyor

Ama ben anneyim, bu ağlamaların benim canımı sıkmaması gerekiyor

Onun ağlaması bana müzik gibi gelmeli, öyle değil mi

Ben nasıl anneyim, ben de mi bi tuhaflık var ?!?!?!


Doruk akşam 17’de bir oturuyor memeye, sabah 06’da kalkıyor, sürekli memede olmak istiyor

İçim sıkılıyor, bilsem ki, sonra o günleri mumla arayacağımı.

Ama hep aklımda o düşünce bende mi bir tuhaflık var diye


Hala düşündükçe o günleri gülerim

Bende tuhaflık yokmuş, ben sadece kucağıma aldığımda, anneliğin gökten zembille inermişcesine geleceğini sanmışım.

Ama öyle değilmiş, paylaştıkca, yaşadıkça anne olunuyormuş, en azından ben de öyle oldu.

Şimdi, onun bir gülmesiyle gerçekten dünya değişiyor, onun en ufak bir dudak bükmesinde içim eziliyor.

İşte oldum yahu en annesinden

21 Aralık 2008 Pazar

20 Aralık 2008 Cumartesi

Ve Tuba'larda davetliyiz bu sefer de

Ozlem'den sonraki bulusma Tuba'da yapıldı. Ozlem, Azra'nın rahatsızlıgı, Yasemin, kocasının suprizi, Banu ise kendisinin rahatsızlığı nedeniyle katılamadı. Ben de işe gelmem gerektiği için katılamayacağım sanmama rağmen, iş saat 13'e dogru bitince hemen eve koşup Doruk'u alıp, gittim. Ama yağmur nedeniyle trafik cok kotu olunca saat 15'e dogru gidebildim. Hanımlar da beni beklemiş, yemek için, sizi aç bıraktığım için özür dilerim. Gerçi Doruk yolda uyudu, en azından biraz iyi oldu. Ama Doruk yine en çok olay çıkaran çocuktu. Bütün oyuncaklar 'Doruk'un' diye olay çıkardı. Kimin elinde ne oyuncak görse hemen ellerinden almak için atlıyordu, güya evde sürekli çalışıyoruz bu konuda ama çok ilerleme sağlayamamışız maalesef

Neyse şimdi gelelim fotolara



Tuba'larda da günün favorisi aynı bizim evdeki gibi kaydıraktı tabii ki. Bu kaydırak sayesinde biraz sıra beklemeyi ögreniyorlar bari diye umuyorum ama, Doruk'un yine heyheyleri üzerindeydi bugün maalesef, hep o kaymak istedi, diğerlerine pek musade etmedi.


Burada da Sema ve Tuba'yla beraber grup fotosu cektik, ama maalesef foto cekecek baska biri olmadıgından Selin bu fotoda yer alamadı. Aema bu arada oğuzhanı uyuttuğu için toplu fotoda Oğuzhan'da yok ;) Oguzhan yolda uyumayınca biz geldikten yarım saat kadar sonra uyumak istedi, annesine yastık getirtip :D. Doruk asla ortalıkta o kadar çocuk varken uyumaz, maşallah Oğuzhan'a


Bir de oglumla bir pozumu cekebildi arkadaslar neyse ki, o kadar az ki oglumla fotomuz maalesef.


Anıl'la mutfakta ABC oynarken.Tugi'de bizi izlerken.
Anıl, butun harfleri ogrenmiş, hatta ben bir kac defa duzeltmeye çalıştım, R harfine Baba dedikçe, karıştırıyor yavru diye düşünüp. Megerse babanın adı Rıfat'mış, o yüzden Baba deyip duruyormuş. Tuba bunu konuşmaya fırsat bulamadık, Özlem'de harfleri ve onlardan kelime türetme çalışmaları yapıyor bu arada. Benim sormak istediğim, önceden okuma çalışmalarına yönelik bu çalışmalar konusundaki düşünceleriniz, bir ara sizlerle bu konuda fikir alışverişi yapmak istiyorum.


Oglum, Anıl'la beraber en azından biraz oynadı sayılır belki de. En azından yanyana duruyorlardı.


Burada da Tugi ie oynuyor gibi gorunse de aslında amacı, Tugi'nin bıraktıgı bir fırsatı kollayıp oyuncagı kapmak :)


Cıkmamıza yakın, Tuba muzik acti, Anıl ve Doruk'da dokturdu diyebiliriz.




Ah oglum keske hep boyle neseli olsan, ama su aralar bu 2 yas sıkıntıları bazen cok zorluyor ikimizi de, ama en kısa sürede atlatacagız bunu biliyorum.

15 Aralık 2008 Pazartesi

Bayramın ardından

Ne yazık ki uzun tatilimiz de bitti. Gerçi ben cuma günü çalıştığımdan 9 günlük kesintisiz bir tatil olmadı ama yine de hiç yoktan iyidir.

Tatilin ikinci günü Doruk ve Süha'yla tiyatroya gittik.

Küçük Kara Balık adlı bir oyundu. Profilo Alısveris merkezi'nde, her cumartesi-pazar saat 11:15'te, su ara ücretsiz olarak sergileniyor. Ve hep küçük çocuklar var seyirciler arasında Smiley

Oglum ilk basta koltukta oturdu, ama acılır kapanır koltuk olunca cekindiginden ben kucagımda tuttum oyun boyunca


Hic ses cıkarmadı, aglamadı, dolasmak istemedi Smiley Ama oyun sonunda bittigi icin epey agladı, neden bitti diye. Oglum tum gun sürsün istedi galiba.

Ama akşam uykusunda ağladı. Zaten son günlerde korkular olusmaya basladı galiba. Gün içinde belli etmese de, değişik bir şeyler yaptığımız geceler biraz korkuyor galiba Sad

Tatilin ilk günü İdil ablasına dogum günü yapmaya gittik. Bayram tatilinde babaneye Malatya'ya gideceği için önceden bayram ziyareti de oldu Wink



Bayramın ilk günü, babaneme kahvaltıya gittik, klasik olarak. Orada da Doruk o kadar insanı görünce nasıl şımardı anlatamam. Keyfine diyecek yoktu 



2. gün Anadolu yakasına geçtik. Babanesine gittik Doruk'un, sonra da Süha'nın arkadasına ugradık birazcık, ust katta oturuyor onlar da yeni dogum yapmıstı bebek. Doruk oynayamadı tabi, bebek diye heyecanla gitti ama Sad

Daha sonra da Özlem'lerle Sahan'da buluştuk. Özlem teyzesi ogluma dinozor almıstı, evde ileri-geri oynuyoruz onunla, tekrar teşekkürler Özlemcim. Sahan'da Doruk kalabalıktan sıkıldı, pek rahat edemedik. Sonra da Özlem'lere geçtik. Orada uyku saatine kadar oyalandık. Doruk'la Azra o gün sevgi doluydular. Bütün gece birbirlerini öpüp durdular Smiley

4 Aralık 2008 Perşembe

Son gunlerde ne alemdeyiz

Aslında cok yeni bir seyler yaptıgımız soylenemez, gerci yaptıklarımızın fotosunu cekiyorum, ama aksam fırsat yaratıp yukleyemiyorum, herhalde bayramda epey bir foto yuklerim.

Ozlem'de gordugumuz sekillerin icine bir seyler doldurmaca oynuyoruz. Hem sekiller, hem renkler, hem de bakliyatları ogrenmesi acısından. Ama Doruk'la henuz renkler konusunda bir ilerleme saglayamadık.

Sonra bol bol resim ciziyoruz, defterle baslaıyoruz, daha sonra masayı boyamaya baslayana kadar devam ediyoruz, sonrasında da boyalar kaldırılıyor.

Renkleri sınıflandırma oynuyoruz, legolarla ve renkli bloklarla, ama ben bunda daha basarılıyım.

Baloncuklar ucuruyoruz, bu aralar en sevdiklerinden birisi bu. Babası balon tabancası almıs, nefesini ayarlayamadıgı icin, ama cok su akıtıyor makine de, bir de ısıklar ve sesler cıkarınca Doruk daha cok seviyor.

Bir de araba yarısı yapıyoruz oyuncak otoparkında, biri Doruk'un, biri annenin arabası olmak üzere. Bu aralar cok fazla 'Benim' demeye basladı.

Bir de balık tutuyoruz, bunu nasıl yaptıgımızı da yine bayramda fotolarla anlatacagım.

Doruk bu aralar kelime haznesini iyice arttırdı, ama canı isteyince. Baby TV'de gordugu her nesnenin, her hayvanın nerdeyse adını soyluyor. Hatta gecen gece babasıyla epey gulduk. Baby Art'ta Caydanlık ciziyorlardı, Doruk daha burnu cizilirken caydanlık deyince, (babası cok gec konusmus, 3-4 yasındayken ancak), ben galiba caydanlık'ı ancak 4 yasımdayken demiştim deyince.

Peki anne cephesinde durum nedir, onumuzdeki 6 gunluk tatilde, Doruk'la neler yapabiliriz diye simdiden plan yapmaya calısıyorum, ama cok da fazla ilginc bir seyler buldugum soylenemez. İlk gun aile ziyaretti, 2. gun Ozlem'lerle Masukiye net, başka da bir şey belli değil. Istanbul'da yapılabilecek değişik etkinliklerle ilgili sizlerin de önerileri olursa sevinirim.

21 Kasım 2008 Cuma

19 Kasım 2008 Çarşamba

Oyun Onerileri

Biz çalışan annelerin suçluluk duygusunu gizlemek icin arkasina sigindiklari bir kavram mi bu bilemiyorum, ama okuduklarım beni biraz olsun rahatlatiyor. Hep söylenen kaliteli zamanla alakali yeni buldugum bir yaziyi sizlerle de paylasmak istedim. Hep diyorlar ya süreden çok içerik önemli, ama min. 20 dakika olmasi gerekiyormus bu zamanın. Biz gerçi bunu 2 saat yapıyoruz, ama Doruk bu aralar daha cok enerjisini bosaltmak için kosturmaca, atlama, zıplama oynamak istiyor

Gecen hafta mesela evde kamera ile cekim yapmistik, bu yaziyi gormeden once, ama bak bizim evde kamera yok ki demeye gerek bile yok, kend kameranızı kendiniz yapın.

Bu arada hafta sonu da Süha'nın da yurtdışında olmasını fırsat bilip kendime kaliteli zaman için birşeyler yapacağım. Doruk cup yatağa, ben de alemlere akacagım .Bakalım ne kadar yaşlanmışım, bekar muhabbetine ayak uydurabilecek miyim, Cihangir aradan geçen yıllarda ne kadar değişmiş.

'Yemek saati: Yemek yemek bazen çocuğunuz için çok zevkli olmayabilir ama her çocuk yemek yapmayı sever. Sandviç malzemeleri hazırlayıp, bunlardan enfes bir sandviç yapmak, meyve salatası hazırlamak, puding yapmak, minik bir tost partisi hazırlamak oldukça keyiflidir. Bunu yaparken malzemeleri hazırlayabilir, işin yaratıcı kısmı için, havuç, zeytin, ketçap gibi malzemeleri kullanarak değişik şekiller yaratabilirsin iz.

Alışveriş: Alışveriş etkinliğinin ilk bölümü bir alışveriş listesi hazırlamakla başlar. Birlikte evde neyin eksik olduğu belirleyip, listenize not edin. Belli bir miktar para ile markete gidin ve işbölümü yapın. Mesela çocuğunuzdan süt ürünlerini almasını isteyebilirsin iz.

Tamir zamanı: Evde bulunan her nesne çocuğunuz için oyuncak olabilir. Çocuğunuz da genelde nesnelerin içinde ne olduğunu çok merak eder. Bunun için yaşına ve becerisine uygun olarak kendi tamir çantası çocuğunuza hediye edebilir, evde bulunan minik tamirleri birlikte yapabilirsiniz .

Uydurmaca–yaratmaca: Atmayıp da sakladığınız her şey bu oyuna katılabilir. Boncuklar, düğmeler, alüminyum folyo, küçük kumaş parçaları çocuğunuzla yaratma gücünüzü ateşleyecektir. Dilerseniz bir şehir inşa edebilir, dilerseniz bir eğlence parkı oluşturabilir veya bir uzay üssü planlayabilirs iniz. Sizin de eğleneceğiniz kesin.

Kendi filmini çek: Film için kameraya her zaman gerek yok. Kartondan yapacağınız bir kamera ile etrafında gördüğü her şeyin filmini çekebilir, hayal gücünüzün sizi götürdüğü yerlere gidebilirsiniz .

Bahçedeki bilim adamı: Artık bahçe bulmak zorlaştı belki ama küçük bir park da işinizi görebilir. Küçük bir deftere toplanmış numuneleri yapıştırarak, yanına nerede nasıl bulduğunuzu yazarak veya çizerek bir bilim adamının araştırmacı gözüne sahip olabilirsiniz.

Kutuda ne var?: Kutuya koyacağınız bir nesneyi 10 soru sorarak çocuğunuzun bulmasını isteyebilirsin iz. Kim bilir belki sadece 3. soruda doğru cevabı verecek. Nesneyi bulmak için ilk seferde sizden çok bilgi alması gerekecek. Oyunu, ikinci kez oynadığınızda, inanın çok daha az soruya ihtiyaçları olacak.

“Bu olmasa ne olurdu?”: Evinizden topladığınız 8-10 tane objeyi bir kutuya koyun. Mum, ataç, bant, kalem kapağı gibi birçok nesne olabilir. Şimdi sıra şu soruyu sormakta: “bu ..... olmasa ne olurdu?” Yaratıcılığınızı kullanın ve nesnelere ikinci bir rol biçin.

Nerede acaba: Evinizin bir yerine bir nesne saklayın. Sonra bu nesneyi bulmaları için küçük ipuçları hazırlayın; “senin odandaki ilk çekmecede bir bilmece var, onu bilirsen, bu seni ikinci ipucuna götürecek” gibi. Bu şekilde vereceğiniz ipuçları ile evinizde minik bir dedektiflik oyunu kurmuş olacaksınız.

Evde sergi: Evinizin bir bölümünü veya sadece bir duvarını çocuğunuzun yaptığı, resim, faaliyet, etkinlik, maket gibi malzemeler için sergi salonu haline getirin. Birlikte sergi davetiyeleri hazırlayın, evinizde bir sergi açılışı yaparak, çocuğunuzun emeğini paylaşmasına imkân verin. Kim bilir, belki sergideki ürünlere müşteri de çıkabilir. '

9 Kasım 2008 Pazar



Bugün oyun grubu buluşmalarında Özlem bizi ağırladı evinde. Genel anlamda her şey yolundaydı bizim için. Çok sorun çıkarmadı, yolda giderken uykusunu alınca. Ayrıca gün içinde Doruk’cum modellik yaptı, Akıllı Bebek dergisinin moda çekimleri için. Ocak veya şubat ayında ilk dergileri çıkacak, bakalım nasıl pozlar vermiş benim yakışıklı oğlum, göreceğiz hep beraber.

Genelde hala bireysel oynuyorlar, pek bir arada oynadıkları zaman olmuyor.

Ama hamurlarla oynarken bir arada oldular, masanın başına toplanıp her tarafa hamurları sactılar.

Oguzhan annesinin yaptıgı sapkayı tum gun kafasından cıkarmadı  Bizim sıkıntılı cocuklar kesinlikle tutmazlar kafalarında. Bu arada Oguzhan cok güzel konusuyor, biz hala benimki onu dedi, bunu dedi derken, Oguzhan catır catır muhabbet ediyor annesiyle resmen 


Ve bu sefer toplu foto cekmeyi unutmadık neyse ki :)

21 Ekim 2008 Salı

20 Ekim 2008 Pazartesi

Neslihan Bulusma



Bugunku bulusmada ev sahipliği sırası bizdeydi :) Önce Özlem ikizler Azra ve Ataberk'le geldi, neyse ki çok aramadan rahatça buldu, gelmeden önce unuturum diye çekiniyordu çünkü. Ardından Berrin ve Zeynep, sonra da Sema ile Oguzhan geldiler. En sona Banu ve Batuhan kaldı :) Tuba ve Anıl son dakikada işyerine gitmek zorunda kaldığından dolayı katılamadı.

Çocuklar en çok kaydıraktan kaymayı sevdiler, sırayla kayma konusunda cok sorun yoktu neyse ki, ama cok cocuk olunca Oguzhan kendi kaydıragını yarattı :) Genel anlamda cocuklar cok sorun cıkarmadı, ev ortamında yaptıgımızdan beri bu bulusmalar daha keyifli ve rahat oluyor :)

7 Ekim 2008 Salı

2. yaz tatilimiz


Bu sene ikinci tatile Akıllı Bebek vasıtasıyla tanıstıgım Ozlem'lerle gittik. Sorgun'da Club Voyage'tan genel anlamda memnun kaldık, yemekler ve hizmetler gayet iyiydi, odalar hargun temizleniyor, restoranlar da gayet ferahtı. Yazın giden bir kac kisi pek memnun kalmamıstı, ama herhalde sezon sonu oldugundan cok yogunluk yoktu ve biz memnun kaldık. Tek sıkıntı denizin ogleden sonra bulanıyor olmasıydı. Tabii bir de donuste Doruk hastalandı ne yazık ki :(
Tatil koyunun bir de Lunapark'ı vardı, ama bizim uc yavru pek hoslanmadı durust soylemek gerekirse

Bu rengarenk trene bile binerken pek istekli degildiler ne yazık ki. Gerçi 2. defa gidişimizde bu sefer Ataberk ile yanyan bindiler, ben binmek zorunda kalmadım.

Daha sonra ucaga binemeye de razı ettik neyse ki, ama bu sefer yalnız bindirmeye ben de cesaret edemedim.


Gun icinde genelde yesilliklerde kosturuyorlardı, tabii biz de arkalarından. Doruk daha cok Azra ile oynadı, Ataberk'in hızına yetişmesi mümkün olmadığından.

Hava da guzel olunca, uykudan uyandıktan sonra hep beraber solugu yesilliklerin uzerinde alıyorduk, cocugu olan butun diger ebeveynlerle beraber :)



Cocuk klubunde sadece yarım saat duruyorlardı, sonra sıkılıp kacıyorlardı hemen. Zaten Doruk hastalıgı da maalesef bu oyun grubunda kaptı.

21 Eylül 2008 Pazar

20 Eylül 2008 Cumartesi

Gymboree'de deneme dersi


Doruk bugün Oguzhan ve Zeynep arkadasıyla oyun grubunda deneme dersine girdi, ama cok arıza cıkardı. Evvelki hafta kahkahalardan kırılan cocuk bu hafta ozellikle ilk baslarda cok sıkıntı cıkardı. Ortama pek uyum saglayamadı nedenini anlamadım ama...

Oyun grubunda sadece baloncuklar yapıldıgında kahkaha attı. En arıza benim oğlumdu

Daha sonra da deneme icin muzik dersine girdik, ama ilk fireyi meme krizi tutan Oguzhan, arkasından da once corapları, sonra da kendini fırlatan Doruk'la verdik. Zeynep'de iki dakika dayandıktan sonra o da fırladı. Doruk ve Oguzhan icin asıl eglence iste ondan sonra basladı

Ve olayın sonunda burası da olmadı deyip vaz gecmektense buraya kaydımızı yaptırdım. Çünkü artık ögrendim ki, Doruk'un günü gününe uymuyor. Ve burada kendi yasıtı bir suru arkadas kazanacak.

suru arkadas kazanacak.
Sıra beklemeyi, oyun bitince cok sevse de oyuncagı geri vermeyi, bir sonraki oyunu beklemeyi, cevresindeki arkadaslardan almayı ve onlara vermeyi ogrenecek. Oncesinde veya sonrasında, kosa kosa serbest oyun odasında hoplayıp zıplayıp kaydıraklardan kayacak, bir diger odada balonlara atlayacak.

Sonra yuzune balonlar üflenince kahkahalara bogulacak, ama hemen ardından corapları cıkarmak icin kıyamet koparacak. Ben de oglumun bu gelgitlerinin normal olduguna kendimi ikna edecegim.

Oglumla beraber yaptıgımız anne-ogul saatlerinin ilki bu, daha onunla neler neler yapacagız. Bİr gun çimenlere uzanıp gokteki bulutları sekillere benzetecegiz, ertesi gun bahcede sumuklu bocek arayacagız, ama beraber oldugumuz her anın tadını cıkaracagız. Ve o yanımda saglıklı ve mutlu oldugu sürece geride kalan hicbir seye canımı sıkmamam gerektigini kafama civi gibi cakacagım.

Bu arada dün Doruk'la oyun hamurlarıyla tekrar oynama denemesi yaptık. Daha onceki denemelerimizd e hep yemeye calısmıstı, renk ve kokularından dolayı. Bu sefer yemedi, ama top yapıp 'Attı' oynadı.

Dip not; oyun hamurları cocukların motor becerileri acısından cok önemliymiş, ben simdiye kadar bunun cok uzerinde durmamıstım. Mümkünse surekli cig kofte gibi sıkıp sıkıp oynaması, onla riçin cok faydalıymıs bu aylarda, bilginize

Oğlum, bu arada dün 19 ayını doldurdun, artık bir sürü seyi kendi kendine yapbiliyorsun
Daha bir anne duskunu oldun, butun hafta sonu bacaklarıma sarılıp kucagıma tırmanmaya calıstın. Kosup kosup bana ve babana sarılıyorsun. Tam kuzu oldun kuzu

2 Eylül 2008 Salı

Secret Garden Buluşması



Pazar gunu de, siteden arkadaşlarla Yeniköy'de Secret Garden'a gittik. Oldukca keyifli bir gundu, ancak bizim evin oralarda hava cok guzeldi, megerse Yenikoy'de ise yagmur yagmıs, benim ve Süha'nın üzeri epey ince kaldı, neyse ki Doruk için uzun kollu birseyler almıstım da hastalanmadı.
Orada epey guzel saatler gecirdik, masamız tam oyun alanının yanındaydı, tabii bizimkileri bırakınca uzun uzun oynamıyorlar ama, yine de kahvaltı edebildik.

Doruk orada bir cocugun oyuncagına taktı kafayı. İlk basta cocuk bırakmısken gidip aldı, cocuk fark edince elinden aldı oyuncagını. Bizimki kalkıp bana şikayet etti kendi dilinde, ama yapacak bir sey yok. Ama surekli takipte, daha sonra cocuk yine diger oyuncaklarla oynarken bıraktı elinden bizimkinin bi kapıp bana dogru olay yerinden uzaklasması var, gormeniz lazım.


Arada biraz olay da cıkardı tabii, kıyamam be canım oğlum, ağlama sen

Sonrasında da Özlem'lerle beraber Kanyon'a gittik, öncesinde yavrular arabada biraz uyusun diye bekledik otoparkta, millet bizi araba hırsızı sanıp donup bakıyordu. Sonra da yukarda üstlerini baslarını degistirdik, karınlarını doyurduk, biraz oyun oynadılar, ama hava cok esiyordu ortadaki alanda. Arada da seker bayramı tatilmizi ayarladık, Tunus, Mısır, Kıbrıs derken, kucuk cocukla oralara gitmeye korkup Antalya Sorgun'da yer ayırttık. Umarım hava güzel olur da keyifli bir tatil geçiririz .

21 Ağustos 2008 Perşembe

7 Ağustos 2008 Perşembe

Cıvıl Kafe Bulusması


Hafta sonu Ozlem ve Banu teyzeleri ve arkadaslarıyla Cıvıl Kafe’ye gittik, Kavacık’ta
Neyse gelelim hikayemize, cumartesi gunu dedigim gibi Cıvıl Cıvl KAfe’ye gittik, Özlem netten bulmus. Kavacık’ta. Ortam simdiye kadar gittigimiz cocuk-ebeveyn kafelerine gore en ferahıydı, oncelikle bunu soyleyeyim. Ozellikle acık havalar icin gidilebilir, ancak cok ruzgarlı. Ve hosuma gitmeyen 1-2 seyi de sizlere soyleyeyim de sonra tavsiye etti, bak boyle sorunlar cıktı demeyin. Cumartesi-Pazar sabahları saat 14’e kadar brunch var, ancak bruncha gitmeyip bizim gibi saat 13:30 civarında giderseniz canınız sıkılabilir. Çünkü internet sitelerinde bununla ilgili bir uyarı yapmamalarına rağmen o saatten once sipariş almıyorlar. Yani yanınızda cocukla gitseniz ve cocuk ac Nitekim ben oğluma soyledigimbile olsa maalesef size servis yok kofte-makarnayı ancak 14:30’da alabildim.

Dedigim gibi cok guzel, genis bir bahceleri var, ve orada da bir tavsan, ve bizimkiler tavsanı gorunce mutluluktan cıldırdılar


Dediğim gibi kocaman güzel bir bahce vardı, ortada da mustakil bir ev ve icine oyun evi kurmuslar, ama yine eksik gordugum birdiğer konu, bu kadar çocuklara yönelik bir yer yapıp, bez açmak için bir köşe ayarlamayı atlamışlar ve çocuğunuzun altını sandalyelerde açmanız gerekiyor.

Neyse yine güzel seylerden bahsedelim
İcerde cok guzel bir oyuncak ev vardı

21 Temmuz 2008 Pazartesi

14 Temmuz 2008 Pazartesi

1.yaz tatilimiz


Bu seneki ilk tatilimizi Sarıgerme'de Joy Tatil koyunde yaptık. Ama deniz cok guzel demesine ragmen nerdeyse hic denize giremedik, cunku saat 11'den itibaren felaket bir ruzgar ve dalga oluyordu, degil Doruk ben bile giremiyordum ne yazık ki.


Biz de mecburen Doruk'u havuza soktuk, hasta olacak diye ödüm koptu, ama neyseki hasta olmadan atlattı.


Doruk sadece cocuk klubunde biraz cocuklarla beraber olabildi. Cocuk klubu konusunda da cok ciddi sıkıntılarımız vardı, tatil koyu İngilizlere mahsus sayılabilecek olcude onlar tarafından doldurulmustu, ve cocuk klubunu de onlar ozel olarak isletiyordu, cok guzeldi, ucret karsılıgı bırakıyordunuz, ama tek sartla İNGİLİZ olmanın gerek. Butun tatil boyunca oglumu sokabilmek icin ucret karsılıgı kac defa gidip konustuysak bile sokmak mumkun olmadı. Başka da bir secenek olmadıgından canım ciddi sıkıldı bu olaya, kendi ulkemizde 2. sınıf insan muamelesi gorduk.


Doruk orada da yemek konusunda beni yine bunalttı, ilk 2 gun nerdeyse hicbirsey yemedi, bakmayın burada istahlı istahlı seftali yedigine.

Yani bu tatilden cıkardıgımız ders, asla Sarıgerme Joy'a gitme, ve asla Joy'un herhangi baska bir oteline gitme, cocuk klubunde aynı sıkıntılar olabilir.

1 Temmuz 2008 Salı

Zuzu Cafe Bulusması 2


Bu seferki bulusmayı da Zuzu Kafe'de yaptık ama bu seferki yeni açılan Zuzu'daydı. Burası da güzeldi, ama yeni olmasından dolayı kliması henüz takılmamış olunca biraz sıcak bir buluşma oldu. Bu sefer pazar kahvaltısı yapınca babalar da katıldı, biz anneler de biraz kendi aramızda sohbet edebildik. Doruk ve Ataberk oyun alanından cok sokakta vakit gecirmek isteyince biraz da zorlandık acıkcası, ama yine de keyifli bir sabahtı :)

Ozlem, Azra ve Ataberk'le, Banu & Batu'yla, Yıldız'da Çınar'la geldi, Doruk'la beraber 5 yavru oynadılar güzel güzel. Ama oyuncakların en çok tadını çıkaran Azra ve Çınar oldu.

21 Haziran 2008 Cumartesi