30 Aralık 2008 Salı

Offff of



Bu aksamki fotomuzda Dorukcum, gecen sene aldigim Noel Baba kıyafetini giyecekti, ben de Noel agaciyla beraber onun bol bol fotosunu cekecektimmmmm. Nerdeeeeeeeee! Tum gece soyledigi 'Doruk giymeyecek Ihhh ıhhh' oldu maalesef...

Ne yapsam da ne etsem de ikna olmadi, mumkun degil... Icimden gecen sene sessiz her dedigimi yaparken giydirip cektigim fotoyu koymak da gelmedi, ben de Noel Baba kıyafetsiz Doruk ve agacimizdan fotolarla biraz renklendireyim en azindan diye dusundum ;)



Pazar gunu beraberce süsledik oglumla agacimizi, ilk baslarda top diye oynamak istediyse bile, sonradan onlari agaca koymaya ikna oldu neyse ki



Bu arada su saate kadar Doruk'un hic fotosunu koymamısım, cok ayıppppp


İşte bu salondaki Doruk kosesinden


Bu da kendi odasındaki Doruk kosesinden

Ve işte nihayet blogumuzda kanlı canlı Dorukkkkkkkkk

29 Aralık 2008 Pazartesi

Biz de katildik

Uzun bir zaman yapsam mi, yapmasam mi, yapsam devam eder miyim, yoksa kisa bir sure sonra birakir miyim diye dusune dusune bu zamana kaldi :) Oglum icin ben de ilerde bir hatira kalsin, onunla yasadiklarimi zaman gectikle unutmamak icin bu blogu olusturmaya karar verdim. Umarim takip ettigim bloglar kadar keyifli olur, ama oglumla bu kadar dolu dolu olacak bir seyin keyifli olmamasini da dusunemiyorum.

Evet ne diyebilirim ki, iste biz de katildik en sonunda blog dunyasina :)

28 Aralık 2008 Pazar

Elif buluşma


Cumartesi günü, yeni bir anne-cocuk grubu bulmustum, daha onceki haftalarda, bir mail grubundan, artık 2-3 haftada birde onlarla bulusacagız. Bu hafta Florya'da, Elif ve Naz'ın davetlisiydik. Doruk yine benim diye butun oyuncaklara saldırdı, gerci aralarda kenara cekip konustukca aklına gelip veriyordu elindekiler ama ....
Rüzgar, Mert, Naz ve Doruk 4 arkadaş buluştular. Naz ve Ruzgar 16 aylık, Mert 23 aylık. Doruk'un Panda'sı da bizimleydi. Orada arıza cıkarma ihtimaline karsılık yanıma almıstım, iyi ki de almısım.

Once muzik caldık, ama Doruk pek hoslanmadı, hic dans etmedi. Daha sonra hamurlarla oynadılar, burada her sey yolundaydı. Burada oynadı, sekiller yaptık beraberce.

Hamurdan sonra resim calısmalarına basladık, iste Doruk burada artık olay cıkarmaya basladı. Evde boya ve kagıtla oynamayı o kadar cok seven cocuk, burada kesinlikle dokunmadı bile kalemle kagıda

Daha sonra da yazboz yaptılar, Doruk burada da ilk başta biraz huzursuzluk cıkardı, hepsinin elindekine Benim diye saldırdı (giderken yapbozları ben hediye almıstım, herhalde o yuzden de tepki gosterdi). Aralarda paylaştı.

Daha sonra da 12 gibi, makarna yapmıslardı, makarnaya bayılan, uyanınca bile makarna diye aglayan oglum, orada bunun icin de agladı. Domatesli makarna yapmıslardı, domatese mi sinirlendi anlamadım ?!?!? Ama yemedi ve o degisik aglamasını yapmaya basladı. Ben de apar topar alıp anneme gittim. Neyse orada sakinlesti, yemegini yedi, oglen uykusuna yattı.


Bu karede de Doruk ve Ruzgar oyuncak kavgasinda. Gulmekten kirilince ben foto cekemedim İkisi de cigiklar atarak kendi almaya calisiyordu, sonunda Doruk yas avantajiyla kapip, arkaya Naz'in odasina kacti.


Neyseki dagilmadan, Naz'in bakicisi toplu bir poz yakalayabildi, ama yavrularin hemen hemen hicbiri bakmamis objektife, hepsi elindekine konsantre olmus, Mert disinda

27 Aralık 2008 Cumartesi

Oldum yahu en annesinden

Doruk doğdu, çıktık yukarı.

Odanın kapısı mahşer yeri gibi, ben yatakla geçerken tezahüratlar falan, sanki Ali Sami Yen’deyiz.

Oğlum beni odada karşıladı

Hemen hemşire kucağıma verdi, minicik, nasıl tutulur, nasıl göğsüme konulur?

Yardımcı olmaya çalışıyor.

Benim minik tabii ki henüz ememiyor, ağzıyla aranıyor, yok o beceremiyor, ben beceremiyorum, neyse ki hemşire hanım çok deneyimli, pes etmiyor

Ve mutlu son bizimki 3-5 çekiyor, pıt uyuyor.

Tekrar uyandır, tekrar emzir, ikinci karşılaşmamız böyle geçiyor.

Ama benim içimde sevgi patlamaları olmuyor ?!?!

Şaşkınlık had safhada, ama öyle bir aşk yok, neden ki, bende bir tuhaflık mı var?

Sonra oğlumu veriyorum, tebriğe gelecekler ya, kışın etraf mikrop doludur, aman ona geçmesin diye, yolluyorum bebek odasına ?!?!

İki gece hastanede kalacağız, annem yanımda kalsın istiyorum, ama o kadar yorgunum ki, gece emzirmeler haricinde geri gönderiyorum bebek odasına oğlumu.

Sonra anneme gidiyoruz, hastanede melek olan oğlum, evde hiç susmuyor, hep ağlıyor

Hep emmek istiyor, ama benim göğüslerim ilk günden itibaren yara. O emerken, bir yandan o ağlıyor, bir yandan ben ağlıyorum.

O ağladıkça doymuyor diye söylüyor birileri, ben hayır diyorum, sadece anne sütü.

Ama o kadar da çok acıyor ki.

Ben emzirirken ağlıyorum, annemle, kardeşlerim ben ağlıyorum diye ağlıyor

Eeeeee Doruk neden hep ağlıyor ki?

Artık tansiyonum çıkıyor veya düşüyor ağlamasından.

Sinirlerim bozuluyor

Ama ben anneyim, bu ağlamaların benim canımı sıkmaması gerekiyor

Onun ağlaması bana müzik gibi gelmeli, öyle değil mi

Ben nasıl anneyim, ben de mi bi tuhaflık var ?!?!?!


Doruk akşam 17’de bir oturuyor memeye, sabah 06’da kalkıyor, sürekli memede olmak istiyor

İçim sıkılıyor, bilsem ki, sonra o günleri mumla arayacağımı.

Ama hep aklımda o düşünce bende mi bir tuhaflık var diye


Hala düşündükçe o günleri gülerim

Bende tuhaflık yokmuş, ben sadece kucağıma aldığımda, anneliğin gökten zembille inermişcesine geleceğini sanmışım.

Ama öyle değilmiş, paylaştıkca, yaşadıkça anne olunuyormuş, en azından ben de öyle oldu.

Şimdi, onun bir gülmesiyle gerçekten dünya değişiyor, onun en ufak bir dudak bükmesinde içim eziliyor.

İşte oldum yahu en annesinden

21 Aralık 2008 Pazar

20 Aralık 2008 Cumartesi

Ve Tuba'larda davetliyiz bu sefer de

Ozlem'den sonraki bulusma Tuba'da yapıldı. Ozlem, Azra'nın rahatsızlıgı, Yasemin, kocasının suprizi, Banu ise kendisinin rahatsızlığı nedeniyle katılamadı. Ben de işe gelmem gerektiği için katılamayacağım sanmama rağmen, iş saat 13'e dogru bitince hemen eve koşup Doruk'u alıp, gittim. Ama yağmur nedeniyle trafik cok kotu olunca saat 15'e dogru gidebildim. Hanımlar da beni beklemiş, yemek için, sizi aç bıraktığım için özür dilerim. Gerçi Doruk yolda uyudu, en azından biraz iyi oldu. Ama Doruk yine en çok olay çıkaran çocuktu. Bütün oyuncaklar 'Doruk'un' diye olay çıkardı. Kimin elinde ne oyuncak görse hemen ellerinden almak için atlıyordu, güya evde sürekli çalışıyoruz bu konuda ama çok ilerleme sağlayamamışız maalesef

Neyse şimdi gelelim fotolara



Tuba'larda da günün favorisi aynı bizim evdeki gibi kaydıraktı tabii ki. Bu kaydırak sayesinde biraz sıra beklemeyi ögreniyorlar bari diye umuyorum ama, Doruk'un yine heyheyleri üzerindeydi bugün maalesef, hep o kaymak istedi, diğerlerine pek musade etmedi.


Burada da Sema ve Tuba'yla beraber grup fotosu cektik, ama maalesef foto cekecek baska biri olmadıgından Selin bu fotoda yer alamadı. Aema bu arada oğuzhanı uyuttuğu için toplu fotoda Oğuzhan'da yok ;) Oguzhan yolda uyumayınca biz geldikten yarım saat kadar sonra uyumak istedi, annesine yastık getirtip :D. Doruk asla ortalıkta o kadar çocuk varken uyumaz, maşallah Oğuzhan'a


Bir de oglumla bir pozumu cekebildi arkadaslar neyse ki, o kadar az ki oglumla fotomuz maalesef.


Anıl'la mutfakta ABC oynarken.Tugi'de bizi izlerken.
Anıl, butun harfleri ogrenmiş, hatta ben bir kac defa duzeltmeye çalıştım, R harfine Baba dedikçe, karıştırıyor yavru diye düşünüp. Megerse babanın adı Rıfat'mış, o yüzden Baba deyip duruyormuş. Tuba bunu konuşmaya fırsat bulamadık, Özlem'de harfleri ve onlardan kelime türetme çalışmaları yapıyor bu arada. Benim sormak istediğim, önceden okuma çalışmalarına yönelik bu çalışmalar konusundaki düşünceleriniz, bir ara sizlerle bu konuda fikir alışverişi yapmak istiyorum.


Oglum, Anıl'la beraber en azından biraz oynadı sayılır belki de. En azından yanyana duruyorlardı.


Burada da Tugi ie oynuyor gibi gorunse de aslında amacı, Tugi'nin bıraktıgı bir fırsatı kollayıp oyuncagı kapmak :)


Cıkmamıza yakın, Tuba muzik acti, Anıl ve Doruk'da dokturdu diyebiliriz.




Ah oglum keske hep boyle neseli olsan, ama su aralar bu 2 yas sıkıntıları bazen cok zorluyor ikimizi de, ama en kısa sürede atlatacagız bunu biliyorum.

15 Aralık 2008 Pazartesi

Bayramın ardından

Ne yazık ki uzun tatilimiz de bitti. Gerçi ben cuma günü çalıştığımdan 9 günlük kesintisiz bir tatil olmadı ama yine de hiç yoktan iyidir.

Tatilin ikinci günü Doruk ve Süha'yla tiyatroya gittik.

Küçük Kara Balık adlı bir oyundu. Profilo Alısveris merkezi'nde, her cumartesi-pazar saat 11:15'te, su ara ücretsiz olarak sergileniyor. Ve hep küçük çocuklar var seyirciler arasında Smiley

Oglum ilk basta koltukta oturdu, ama acılır kapanır koltuk olunca cekindiginden ben kucagımda tuttum oyun boyunca


Hic ses cıkarmadı, aglamadı, dolasmak istemedi Smiley Ama oyun sonunda bittigi icin epey agladı, neden bitti diye. Oglum tum gun sürsün istedi galiba.

Ama akşam uykusunda ağladı. Zaten son günlerde korkular olusmaya basladı galiba. Gün içinde belli etmese de, değişik bir şeyler yaptığımız geceler biraz korkuyor galiba Sad

Tatilin ilk günü İdil ablasına dogum günü yapmaya gittik. Bayram tatilinde babaneye Malatya'ya gideceği için önceden bayram ziyareti de oldu Wink



Bayramın ilk günü, babaneme kahvaltıya gittik, klasik olarak. Orada da Doruk o kadar insanı görünce nasıl şımardı anlatamam. Keyfine diyecek yoktu 



2. gün Anadolu yakasına geçtik. Babanesine gittik Doruk'un, sonra da Süha'nın arkadasına ugradık birazcık, ust katta oturuyor onlar da yeni dogum yapmıstı bebek. Doruk oynayamadı tabi, bebek diye heyecanla gitti ama Sad

Daha sonra da Özlem'lerle Sahan'da buluştuk. Özlem teyzesi ogluma dinozor almıstı, evde ileri-geri oynuyoruz onunla, tekrar teşekkürler Özlemcim. Sahan'da Doruk kalabalıktan sıkıldı, pek rahat edemedik. Sonra da Özlem'lere geçtik. Orada uyku saatine kadar oyalandık. Doruk'la Azra o gün sevgi doluydular. Bütün gece birbirlerini öpüp durdular Smiley

4 Aralık 2008 Perşembe

Son gunlerde ne alemdeyiz

Aslında cok yeni bir seyler yaptıgımız soylenemez, gerci yaptıklarımızın fotosunu cekiyorum, ama aksam fırsat yaratıp yukleyemiyorum, herhalde bayramda epey bir foto yuklerim.

Ozlem'de gordugumuz sekillerin icine bir seyler doldurmaca oynuyoruz. Hem sekiller, hem renkler, hem de bakliyatları ogrenmesi acısından. Ama Doruk'la henuz renkler konusunda bir ilerleme saglayamadık.

Sonra bol bol resim ciziyoruz, defterle baslaıyoruz, daha sonra masayı boyamaya baslayana kadar devam ediyoruz, sonrasında da boyalar kaldırılıyor.

Renkleri sınıflandırma oynuyoruz, legolarla ve renkli bloklarla, ama ben bunda daha basarılıyım.

Baloncuklar ucuruyoruz, bu aralar en sevdiklerinden birisi bu. Babası balon tabancası almıs, nefesini ayarlayamadıgı icin, ama cok su akıtıyor makine de, bir de ısıklar ve sesler cıkarınca Doruk daha cok seviyor.

Bir de araba yarısı yapıyoruz oyuncak otoparkında, biri Doruk'un, biri annenin arabası olmak üzere. Bu aralar cok fazla 'Benim' demeye basladı.

Bir de balık tutuyoruz, bunu nasıl yaptıgımızı da yine bayramda fotolarla anlatacagım.

Doruk bu aralar kelime haznesini iyice arttırdı, ama canı isteyince. Baby TV'de gordugu her nesnenin, her hayvanın nerdeyse adını soyluyor. Hatta gecen gece babasıyla epey gulduk. Baby Art'ta Caydanlık ciziyorlardı, Doruk daha burnu cizilirken caydanlık deyince, (babası cok gec konusmus, 3-4 yasındayken ancak), ben galiba caydanlık'ı ancak 4 yasımdayken demiştim deyince.

Peki anne cephesinde durum nedir, onumuzdeki 6 gunluk tatilde, Doruk'la neler yapabiliriz diye simdiden plan yapmaya calısıyorum, ama cok da fazla ilginc bir seyler buldugum soylenemez. İlk gun aile ziyaretti, 2. gun Ozlem'lerle Masukiye net, başka da bir şey belli değil. Istanbul'da yapılabilecek değişik etkinliklerle ilgili sizlerin de önerileri olursa sevinirim.