4 Mart 2009 Çarşamba

Mutluyum ben yahu

Otoban cephesi olan bir isyerinde calısıyorum.
Daraldıgımda camdan tırları, arabaları sayabilirim istersem.
Odam maalesef cam kenarında değil.
O yuzden ciceğimi bile başka bir arkadaşın arkasına koydum, ama oturdugum yerde gorebiliyorum en azından.
Bugün yemekte sohbet ederken, insanların sıkıntılarını dinlerken fark ettim ki, en büyük sıkıntım, yaz tatilini nerde geçireceğim ve kiracımızın kirayı ödememesi. Şükür, dilimi ısırayım.
Tüm gün, bir sürü mail, telefon, müşteri sıkıntısı ve sattın satamadın sıkıntısı.
Aralarda nefes almak için eve bir telefon, veya masamın üstünü dolduran fotolarından oğluma bakıyorum.
Bir telefon tüm sevdiklerim birkac tus mesafede.
Gelecek planları, kredi borcumuz 4 seneye bitecek, o bittikten sonra çalışmak zorunda kalmayacağım, belki Anadolu yakasında caddeye yakın oturur, tum gun gezerim umudu.
Haftaya kocam yurtdışında olacak, Yeşilköy'e annemlere taşınacağız Doruk'la, şimdiden kız kardeşlerimle Doruk uyuduktan sonra neler yaparız heyecanı.
Bol alışveriş yapma isteği bir yandan.
Bahar umudu diğer yandan.
Akşam eve döneceğim, ve hava aydınlık, oğlum sitenin içinde koşturup beni karşılayacak, hava kararırken zar zor eve girmeye ikna edeceğim.
Hafta sonu oğlumun arkadaşı Anıl'ın doğumgününe gidilecek, ona gidip hediye almalıyım, cuma akşamı programı belli bu durumda.
Cumartesi önce doğum günü, sonrasında kuzenimin nişanı.
Pazar sabahı umarım yine güneş olur, keyifli bir kahvaltı yaparız, Süha'nın uçuşundan önce. Sonrasında hava güzel olursa Doruk'la Yeşilköy sahilde turlamaya çıkarız.

Yazınca daha çok fark ediyorum, mutluyum ben yahu... Bir de su musterinin üçkağıda yatıp bizim elimizde patlatmaya çalıştığı 250 ton işi halletsem...

1 yorum: