17 Mart 2009 Salı

Erin'in Dogumgunu

Dun aksam uzeri, Doruk'un kontrolunden sonra cok guzel bir dogumgunu partisine davetliydik. Sevgili Ayca oglu Erin'in dogumgunu icin oyun grubuna cagri atinca hemen katılmak için gerekli düzenlemeleri yaptık ve katıldık. Yaklaşı 20 anne ve çocuktuk. Doruk kesin 'Anne Eve Gidelim' yapar diye düşünüp gözüm korktu, her anne ve cocuk geldiğinde ama neyseki sonuna kadar ağlamadan dayandı :)

Tum anneler ve çocuklar tamamlandıktan sonra önce Yapıncak'la Music Together dersi yaptık. Ve ben yine hem çalışan bir anne olduğum hem de dünyanın bir ucunda oturduğum için kahroldum. Normalde 6 çocuk ve anneyle yapılan ders o kadar kalabalık olmasına rağmen neredeyse hiç sorunsuz devam etti. Yamaha'nın deneme dersinde olay çıkarıp sonuna kadar kalmayan oğlum bu derste o kadar kalabalığa rağmen pek sorun çıkarmadı. Bunda belki de yanımızda Azra ve Özlem'in olmasının da etkisi vardı.

Doruk, Azra'ya ne kadar yanaşsa da Azra bu sefer oğluma pek yüz vermedi. Doruk'un tüm öpme girişimleri maalesef sonuçsuz kaldı bu sefer :)Ama bir ara, birbirlerinin karşısında durup yüzlerini saklayıp saklambaş oynadılar birbirleriyle :)


Bir ara Azra, Doruk ve Rüzgar salondan antreye cıkıp birbirleriyle biraz oynadılar. Artık birbirlerini iyice tanımaya başladılar. Doruk özellikle tanıdığı çocuklarla daha rahat oynayabiliyor, ondan artık iyice emin oldum ;)


Daha sonra Erin'in pastası geldi, cok guzel Winnie'li bir pastaydı, pastanın gelmesiyle bütün çocuklar pastaya hücum ettiler. Hepsi pastanın üstündeki seker hamurundan topları yağmalamaya başladılar :) Ama o sahne görülmeye değerdi. Nerdeyse bütün çocuklar normal sartlarda evde şeker yiyemiyor (Doruk da dahil), orada ben de bütün annelerde bu konuda yasakları unuttuk, ve hepsi çift el daldılar. Artık ağızlarına öyle cok doldurdurlar ki, çiğneyemedikleri için elimizle dişlerinden, damaklarından kazımak zorunda kaldık. Hele Doruk bir ara gördüğümde nefes almadan, ağzına tıkabildiği kadar çok şıkıştırmaya çalışıyordu ki, güleyim mi, yoksa boğulacak çocuk diye korkayım mı bilemedim :)



Partide Ayça bir ara hediyeleri açmaya niyetlendi, ama ne mümkün :) Bütün çocuklar kendi getirdikleri hediyeleri açmaya girişti. Ben Doruk'un elinden alamadan o bir taneyi açtı bile, ltfn kusura bakma Ayça, galiba bazen Doruk'a hayır dememekle, şımarık çocuk yetiştirme arasındaki noktayı ayarlayamıyorum.

Partiden sonra Özlem ve Azra ile beraber eşlerle de konuşup Sahan'a gitmeye karar verdik. Azra arabada uyuyakalınca Sahan'da da uykuya devam etti biraz. Doruk Ataberk gelene kadar yalnız oynadı. Ama sonra aralarda masaya gelip, kafasını sandalyelerin arasına sıkıştırıp Azra'yı oyun alanına bir çağırışı vardı, görmek gerekir, anlatılamaz. Azra'da tam nazlı günündeydi, iyice eziyet etti benim oğluma yani :)


Neyse ki oglumla masada orumcek-ayı oyuncagıyla oynamayı kabul etti de, araları tekrar ısındı :)


Hatta daha sonra beraber mac bile yaptılar. Tabii tum bu olaylar sırasında Ataberk kaydıraktaki hünerlerini sergiledi sürekli ve hem bizi hem annesini şaşırtan bir kararla yüzüne kedi maskesi çizdirdi :)

Çok keyifli bir gündü, çok eğlendik biz :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder