27 Aralık 2008 Cumartesi

Oldum yahu en annesinden

Doruk doğdu, çıktık yukarı.

Odanın kapısı mahşer yeri gibi, ben yatakla geçerken tezahüratlar falan, sanki Ali Sami Yen’deyiz.

Oğlum beni odada karşıladı

Hemen hemşire kucağıma verdi, minicik, nasıl tutulur, nasıl göğsüme konulur?

Yardımcı olmaya çalışıyor.

Benim minik tabii ki henüz ememiyor, ağzıyla aranıyor, yok o beceremiyor, ben beceremiyorum, neyse ki hemşire hanım çok deneyimli, pes etmiyor

Ve mutlu son bizimki 3-5 çekiyor, pıt uyuyor.

Tekrar uyandır, tekrar emzir, ikinci karşılaşmamız böyle geçiyor.

Ama benim içimde sevgi patlamaları olmuyor ?!?!

Şaşkınlık had safhada, ama öyle bir aşk yok, neden ki, bende bir tuhaflık mı var?

Sonra oğlumu veriyorum, tebriğe gelecekler ya, kışın etraf mikrop doludur, aman ona geçmesin diye, yolluyorum bebek odasına ?!?!

İki gece hastanede kalacağız, annem yanımda kalsın istiyorum, ama o kadar yorgunum ki, gece emzirmeler haricinde geri gönderiyorum bebek odasına oğlumu.

Sonra anneme gidiyoruz, hastanede melek olan oğlum, evde hiç susmuyor, hep ağlıyor

Hep emmek istiyor, ama benim göğüslerim ilk günden itibaren yara. O emerken, bir yandan o ağlıyor, bir yandan ben ağlıyorum.

O ağladıkça doymuyor diye söylüyor birileri, ben hayır diyorum, sadece anne sütü.

Ama o kadar da çok acıyor ki.

Ben emzirirken ağlıyorum, annemle, kardeşlerim ben ağlıyorum diye ağlıyor

Eeeeee Doruk neden hep ağlıyor ki?

Artık tansiyonum çıkıyor veya düşüyor ağlamasından.

Sinirlerim bozuluyor

Ama ben anneyim, bu ağlamaların benim canımı sıkmaması gerekiyor

Onun ağlaması bana müzik gibi gelmeli, öyle değil mi

Ben nasıl anneyim, ben de mi bi tuhaflık var ?!?!?!


Doruk akşam 17’de bir oturuyor memeye, sabah 06’da kalkıyor, sürekli memede olmak istiyor

İçim sıkılıyor, bilsem ki, sonra o günleri mumla arayacağımı.

Ama hep aklımda o düşünce bende mi bir tuhaflık var diye


Hala düşündükçe o günleri gülerim

Bende tuhaflık yokmuş, ben sadece kucağıma aldığımda, anneliğin gökten zembille inermişcesine geleceğini sanmışım.

Ama öyle değilmiş, paylaştıkca, yaşadıkça anne olunuyormuş, en azından ben de öyle oldu.

Şimdi, onun bir gülmesiyle gerçekten dünya değişiyor, onun en ufak bir dudak bükmesinde içim eziliyor.

İşte oldum yahu en annesinden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder