26 Nisan 2008 Cumartesi

Nihayet top havuzumuz


Doruk persembe aksamından beri acı çekiyor.Sağ alt azı dişi gelmeye çalışıyor ama çok acıyor bu seferki. Perşembe gecesi ateslenmişti, dun gece aynı sekilde oldu. Doktoru azı dişi ateş yapmaz diyor, ama Doruk her diş öncesi aynı şekilde ateşleniyor. Dün gece kendi odamdaki yatagına yatırdım yine, korkumdan. Epey bir uyandı acıdan ağlaya ağlaya.

Sabah da cok keyifsizdi, kahvaltı etmedi, saat 10:30'da hiç bir sey yemeden yattı, ben de babasına teslim edip uzun zamandan beri fırsat bulamadıgım top havuzunu ayarlamak icin hemen Beylikduzu'ne gittim ve nihayet topları buldum. Eve geldigimde uyanmıs, babasıyla oynuyordu. Once karnını doyurduktan sonra hemen havuzunu sisirdik ve toplarla doldurduk.

Nihayet top havuzuna kavustu oğlum da



Bugun butun gun bu havuzla eglendi, dun aldıgım kova-kurek ve basıp gitmeli trenin esamesi bile okunmadı. Onları da kaldırıp 1-2 hafta sonra cıkarırım o zaman ben de.

Bi de renklerle ilgili konuyla alakalı bugün karton ve el işi kagıtları aldım, ama Doruk o kadar huzursuz olunca ona baslayamadık. Yarın belki biraz daha iyi olur da ona da baslarız...

24 Nisan 2008 Perşembe

Emirgan ve 23 Nisan Bulusmasi

Bu seferki buluşmada anne- ogul cok eglendik… Acık havada rahat hareket imkanı olunca, bir de kahvaltıdan sonra cimenlere yayıldık, degmeyin keyfimize.
Gerçi Doruk sonra canıma okudu, tüm gün hiç uyumadı. O kadar eğlenince, uyuyup da eğlencenin geri kalanını kaçırmak istemedi herhalde. Şimdiye kadarkilerin içinde bu buluşma en keyiflisi bu oldu, cocuklar cok mutlu olunca acık havada. Burada havalar sahane, dun 28 dereceyi gorduk. Doruk iyice kara cocuk oldu, ben ona gunes kremini surmeyi unuttukca daha da kararacak.

Bu arada en kalabalık bulusmalardan biriydi nerdeyse, bu sefer toplu foto cekmeyi becerdik neyse ki


Doruk iyi hoş da, en kötü tarafı artık pusette uyumayan çocuklardan olması maalesef. Daha önceden 3 dakika pusette dolaştırmak uyuması için yeterliyken şimdi 1 saate yakın dolaştırınca bazen uykuya dalıyor. Normalde gündüz 10-11 arası uyurdu, dün kahvaltı saatinden dolayı bunu kaçırdık. Evde de kesinlikle uyumak istemedi. Daha sonra da bizim sitede dışarda durdu bütün gün. Akşam artık yürüyemiyordu, serseri mayın şeklinde sürekli oradan oraya çarpıp durdu. Aksam 21'de zar zor, onda da yanyana yatarak biraz sakinledikten sonra uyudu.
Herhalde hafta içi bizi çok özlediğinden dolayı hafta sonunu uyuyarak harcamak istemiyor, o zaman da tüm dengesi şaşıyor yavrunun.


Sunlarin keyfine baksanıza, nasıl bir mutluluktur bu yahu

23 nisan'da cok keyifli bir gundu, Ozlem, Azra ve Ataberk bizim oraya geldi, hep beraber gölete indik. Sabah hava oldukca ruzgarlıydı ama sıcak esiyor diye biraz cimenlere yayıldık, Doruk ve Ataberk surekli kazların pesinden gölete girmeye çalıştılar ama neyse ki vukuatsız atlattık. Bizim yavru kazların peşinden gitme konusunda epey sabit fikirliydi ama ben bile korktum bir ara. Surekli diplerinde durunca bir ara bir tanesi sinirlenip tıslayınca korkup hemen Doruk'u uzaklastırdım valla.

Daha sonra Süha geldi, biraz da o yardımcı oldu, sonrasında Ataberk pusette uyudu, Doruk ve Azra fıldır fıldır gozlerle direndiler uykuya. Sonra da biraz oyun parkına gittik, Azra salıncakta sallanırken neredeyse gözler kapanıyordu, ama sonra babasının gelmesiyle uykuyu yine unuttu.

Sonra biraz da anne-babalar keyif yapsın diye, yine yesilliklerin yanında bir seyler atıstırırken, bizim yavrular da restoranın ortasındaki süs havuzuna daldı. Özellikle Doruk ve Azra'nın suyla oyunları görülmeye değerdi, Ataberk biraz daha ağır takıldı bu konuda.

Neyse ki yavrular da yemeklerini gayet güzel yedi, Doruk dısarda pek düzgün yemez, ama arkadaslarını guzel guzel yer gorunce o da beni o konuda hic uzmedi.

Sonra biraz bize cıktık, neyse ki Azra en azından bir yarım saat kestirdi, umarım donus yolunda sorun cıkmamıstır. Doruk ise yine uykusuz günlerinden birini yasadı, anne baba evdeyken uyumayı pek istemiyor, ama aksam 18 gibi 1 saatlik bir uyku yaptı, ama sonra tekrar 20:30'da uyudu, sanırım diş geliyor... Azı dişi iyice kabarmıs bu diş gelse de rahat etse yavru.

22 Nisan 2008 Salı

Mahallenin En Mutlu Yumurcağı- Dr. Harvey Karp


Nihayet tatilde bu kitabı sakin kafayla tekrar okuma fırsatı bulabildim ve gerçekten çok beğendim. Bu kitapta 'Yumurcakça' denilen bir yöntem ve 'Fast Food' yönteminden bahsediyor.

Fast Food yönteminde sorun yok, kısaca anlatacak olursam Dr Harvey Karp diyor ki, çocuğuuz size bir sorunla geldiğinde öncelikle onun dediğini tekrarlayın ki, sizin onu anladığınızdan emin olsun. Mesela;
Çocuk;-Anne, sizin yanınızda yatmak istiyorum
Anne; -Oğlum bizim yanımızda yatmak istiyor

Bu Burger King'e gittiğimizde 2 hamburger 1 kola deyince kasadaki kişinin 2 hamburger 1 kola deyip siparişimizi teyit etmesiyle aynı mantık olarak görüldüğü için doktorca bu adla ifade edilmiş.

Ancak 'yumurcakca'da takıldım. Bu yöntem dışarıdan bakan birisi için biraz komik görünecek çünkü Cheesy Çocuğun istediğini özellikle daha küçük yaşlarda henüz kendini ifade etmekte zorlandığı yaşlarda anlayabilmesi için kısa cümleler ve yüksek sesle söylemekten bahsediyor.

Mesela evde sıkılan ve sürekli kapının önünde durup ağlayan ufaklığınızı o anda dışarı çıkartamayacaksanız en azından yanına gidip;
-TAMAM! DIŞARI! DIŞARI! İSTİYORSUN! DIŞARI ÇIKMAK İSTİYORSUN! şeklinde yüksek sesle konuşup onu anladığınızı göstermenizi öneriyor.

Benim sorum, bu yöntemi deneyen, bebekleri en azından 1 yaşından büyük anneler var mı aranızda? Çünkü şu anda çok komik geliyor, akşam evde pratik yaparken. Yazar da zaten bunun komik geldiğini, ama çocuğun mutluluğu için komik olmayı göze almamız gerektiğini söylüyor. Keşke DVD'sini de bulup alabilseydim, en azından uygulamayı görmek daha kolaylaştırırdı.

Bu kitapta genel olarak iki yöntemden bahsediyor, genelde bu yöntemleri bir sürü farklı kitapta da görmeme rağmen buradaki anlatım çok çarpıcı, adlarıyla bile insanın dikkatini çekiveriyor;

Yumurcakca Yöntemi
Fast Food Yöntemi - empati yöntemi aslında

Bu yöntemleri uygulamak aslında çok basit, ama özellikle ilk yöntemde etraftakiler ne der diye düşünmeden yapmak gerekiyor. Ben şimdilik Doruk'la sadece Fast Food yöntemini kullanıyorum, Yumurcakca'ya ufak tefek atlamarla birlikte. Ama sanki işe yarıyor , Doruk çok sinir krizleri yaşamıyor yaşı gereği, ama yavaştan yavaştan tutturmalara başladı, numaradan ağlamalarla sansını denemeye de başladı. Böyle durumlarda ufaktan ufaktan denemeler yapıyoruz dogrusu.

Bir de bu kitapta benim en cok hosuma giden, cocukların dikkat sureleriyle alakalı tablolar;
Bir cok anne, cocuklarının hemen sıkıldığından şikayet ediyor mesela, oysa bu kitao bunu öyle güzel bir resimle göstermiş ki, bunu burada görünce bütün çocukların aynı durumda oldugunu görünce anne olarak ben biraz daha rahatladım. Yani aslında çocuklarımızda dikkat eksikligi falan yok, bu sadece bu döneme özgü bir durum.

Yumurcakçanın sırrı şu:kısa cümleler,mümkün olduğunca az kelime kullanarak ve çocuğunuzun beden dilini taklit ederek konuşma. kızgınsa kızgın bi yüz ifadesi, endişeliyse endişeli. Yanlış anlaşılma olmasın, çocuğa kızmayacaksınız sadece 'Kızdın çok kızdın' derken,onun yüz ifadesini taklit edeceksiniz.

21 Nisan 2008 Pazartesi